SUYU BULANDIRMAYINIZ!..

Suyu çok karıştırmağa gelmez...

Suya HAKK'ın emri vardır.

Sünnetullah hududunu tecavüz etme emri:

"ve kîle yâ arzubleâi mâike ve yâ semâü âklî vegîzâlmâü...."

Ey arz suyunu yut.!

Ey semâ suyunu tut!..

Şimdi aziz okuyucular!

Size su ile serinlik verdim.

Artık suya girip bu SU ismindeki kitabı, sessiz, gürültüsüz, kendi kendinize kaldığınız bir köşede okuyabilirsiniz...

Şüphe ve tereddüt etmeyiniz!

Suyu bulandırmayınız!..

Bu ummana girmekten de korkmayınız!..

Tuzsuz tadlı bir denizdir.

Fakat Lût Denizi gibi insan içinde batmaz.

Çünkü, batanların küfrünü temizlemek içindi o Lût Denizi...

Lût Denizi çok tuzlu olduğundan içine atılan batmaz...

İçinde hayat yoktur.

Jeolojik tetkiklerin neticesi şudur:

Lût denizi birden bire teşekkül etmiştir.

Çok tuzlu ve içinde hayat yoktur.

Bu gün bu deniz Yahudilerdedir.

Yahudilere "Ben-i İsrail" derler.

Bu hatadır.

Beni İsrail değildirler.

Yanlıştır...

Yahudilerin burada vatan kurması bir hikmete bağlıdır.

Fakat açıklanamaz.

Çünkü bu asırda mânevi kanun ve değerlere kıymet ve tâzim kalmamıştır.

Bazıları bu cümlelere bıyık altından gülebilirler.

Onlara cevabımız kuru bir lâftır...

Gülersiniz amma bıyığınız bile yok üst dudaklarınızda...

Bıyık niçin üst dudakta çıktığının sebeb-i hikmeti nedir bilemezsin...

Kendini yorma onun hikmetini söylemem...

Sen ona sakaldır de istersen söyle...

Bu gün sakal bıyık yekdiğerine karışmıştır...

Suyu niçin halk etti?

Ve niçin sudan her şeyi halk etti?

Bunlar Esma-i İlâhiyenin his edilme, mekânsızlıkta mekân ve zaman içinde görünme kalıplarıdır.

Madde olarak ilk evvel yaratılan sudur.

Fakat neden halk edildiği bildirilmemiştir.

Su, durmadan buhar, hava, yağmur, kar, buz ve tekrar derece derece buhar, hava hâline inkilâb ediyor.

Bunların açıklanması yasaktır.

Edeb dışı bir iştir.

Niçinleri bilenler vardır.

Yasak olduğunu bilen niçinleri de bilir.

Görünen şeyler, ALLAH' ın mertebe mertebe tenezzülüdür. Görünüşler akla nazarandır. Her an değişmektedir.

. Küllü yevmin hüve fî şe'nin"

ALLAH herşeyin evveli, sonu, dışı ve içidir.

"Huve'l- evvelü huve'l- âhirü huve'z-zâhirü huve'l- bâtinü"

ALLAH vardı ve onunla beraber başka bir şey yoktu...

"Kânallahu ve lem yekun mâahu şey'un"

Ruh'un hastalık ve sağlığı yoktur.

Hastalık ve sağlık kelimeleri cesede aid aklın hududu içindedir.

Hasta vücud yoktur.

Hastalanmış vücud vardır.

Kirli hava yoktur.

Kirletilmiş hava vardır.

Kirlenmesi bir iş görüyor demektir.

Kirli su yoktur.

Kirletilmiş su vardır.

Her varlık, canlı, cansız, nebat, hayvan, haşere ve insan yaşlanır. Mevsimler değişir.

Tekrardan tazelenir.

Bu hâl ve HAKK Tealâ' nın "EL-BÂKİ" olduğuna, diğerlerinin fâni olduğuna işarettir.

Bunları, "Cenab-ı ALLAH" şirk olmasın diye "BÂKİ" esmasıyla doğuşu, yaşayışı ve ölümü bir hikmet üzere tertip, irade buyurmuştur.

Havada kapladığın, işgal ettiğin hava senden ağır olursa havada kalırsın.

Suda kapladığın mekândaki su senden ağır olursa batmazsın.

Bu Arşimet Kanunudur.

Gemiler, tayyareler bu kanundan istifade edilerek icâd edilmişlerdir.

Bu kanun dünya yaratılışında vardır.

"Cenab-ı HAKK" kâinâtta kudretlerini gizleyerek bizim aklımıza anlayabileceğimiz ve bulacağımız fizikî, kimyevi tabiat kanunlar şeklinde tecelli etmiştir.

Bunları anlayamayanlardan dolayı milletler birbirlerine girmişlerdir.

Ve yekdiğerine hâlâ saldırmaktadırlar.

Tabiat kanunu denilen, değişmeyen Sünnetullah, ALLAH' ın gizli kudretinin tezahürleridir.

Su üzerinde yürüyenler vardır derler.

Hiç teaccüb etme!

"HAYY" ı "HAYY" ile kullananlardır bunlar...

"Ve rafa'nâ leke zikreke"

İşte âyet...

Efendim bu âyet şu tefsirde böyle yazıyor...

Sus!

Onu bende biliyorum.

Ben senin bilmediğini söylüyorum!..

Cenab : Büyüklük ifade etmek için, hürmet maksadı ile söylenir. Cenab-ı Hak, Cenab-ı Resül-i Kibriya (A.S.M.)... gibi.

"Ve kiyle ya erdubleiy maeki ve ya semaü akliiy ve ğidal maü ve kudiyel emru vestevet alel cudiyyi ve kiyle bu'del lil kavmiz zalimin : (Nihayet) "Ey yer suyunu yut! Ve ey gök (suyunu) tut!" denildi. Su çekildi; iş bitirildi; (gemi de) Cûdî (dağının) üzerine yerleşti. Ve: "O zalimler topluluğunun canı cehenneme!" denildi." (Hûd 11/44)

"Yes'eluhu men fiyssemavati vel'ardi kulle yevmin huve fiy şe'nin. : Göklerde ve yerde bulunanlar, O'ndan isterler. O, her an yeni bir iştedir(yaratma hâlindedir.)" (Rahmân 55/29)

"Huvel'evvelu vel'ahiru vezzahiru velbatinu ve huve bikulli şey'in 'aliymun. : O ilktir, sondur, zâhirdir, bâtındır. O, her şeyi bilendir." (Hadîd 57/3)