Burada hakiki bir Türk Müslümanın gözünü yaşartacak ve üzecek bir hâdise anlatacağım.
Sizi üzdüğümden dolayı özür dilerim.
Topkapı sarayına girerken sağda bir çeşme vardır.
"3. Ahmet çeşmesi"dir.
1741 de inşaa edilmiştir.
Ve üzerine tarih düşülmemiştir.
"Aç besmele ile iç suyu Et Sultan Han Ahmed' e dua!.."
Bu çeşmeden senelerce su akmıştır.
Yazın karla soğutulmuş sular, şerbetler bedava verilirdi...
Cuma ve pazartesi günleri gül şerbeti, diğer günler demirhindi ve nar şurubu verilirdi.
Kışın yalnız demirhindi şerbeti verilirdi.
Şimdi bu çeşme de diğer bütün çeşmeler gibi kurumuştur.
Bütün asaletiyle taş kesilmiştir.
Biz bunları bu hâle getirmeğe savaşırken onlar, kendilerini bizden uzaklaştırdılar.
Şimdi yalnız turistler resmini çekiyorlar...
Biz de kart postallara renkli olarak resimlerini çıkardık.
Bakın bizim dedelerimiz ne ince ruhlu, ne hakiki insanlarmış diye onlarla övünmeğe çalışıyoruz.
Fakat kendimizin ne hâle geldiğini hiç düşünmüyoruz.
Zira övünecek tarafımız kalmadı...
İnsan oğlu bu gün aya, yıldızlara gidiyor.
Boşluğa merak son haddinde...
Buna mükabil, sinek kanadı kadar yakın olan içine, kalbine çevrilemiyor.
Bu dünyanın sonu alâmetlerindendir.
1900 yılında İstanbul'da:
Saray, şehrin içinde konak ve evlerde:
14536 adet hamam varmış.
155 adet halk için çarşı hamamı.
15.0 adet suyu akar çeşme..
200 sebil bedava içecek suyu dağıtılan 100 Ayazma.
600.0 su kuyusu.
Bu gün bunlardan eser kalmamıştır.
1975 adet Şadırvan.
2186 adet hayvan su içme yalağı.
9735 tane suyu olmayan semtlere su taşıyan Saka mevcudu varmış.
Bu rakamlar 1904 tarihinde yapılan bir sayımda tespit edilmiştir.
Ve Bab-ı Meşihat tarafından Sâlname' de neşredilmiştir.
Terkos : Kanunî zamanında. Koca Sinan tarafından inşaa edilmiştir.
Hünkar Suyu : Fatih zamanında fışkırmıştır muhasara esnasında...
Hamidiye: Abdülhamid Han tarafından inşaa edilmiştir.
Bu gün bunların mevcut olduğunu bilenler bile parmakla sayılacak derecededir.
Bu gün merkezi hükümetimizde bile sular akmaz.
Mükayese edilemez bir hakikattir.
Bu elim hâle ağlamak bile kafi değildir.
HAKK daha iyisini bilir. O kadar....
ALLAH' ın her şeyi yarattığı su, üç beş ipsiz sakanın elinde olduktan sonra su da çekilecek... Her taraf çöle dönecektir.
Bu da sonun haberlerindendir.
Mübarek suya, dünyada beşerin yaptığı hakaret tam kemâle ermiştir.
Suyu içkiye çevirdiler.
Tağsiş ettiler.
Süte su kattılar.
HAKK'da âfetini verecektir.
Zaten suyun yaptığı ince cömertliği HAKK menetti.
Gusûl, abdest kalktı.
Taharet kâğıtla yapılıyor.
Bu da gizli bir emirdir.
Bu hususlar biraz daha ince düşünülürse deliler bile bir derece daha çıldırırlar...
"Her şeyi vardı. Zengindi. Yalnız içinde merhamet ve vicdan olmayan küçük bir etten kalbi vardı. O eti de Hotantolu bir yamyama yemek nasip oldu."
Ne demek istediğimi anlıyorsunuz her hâlde...
Hakîki kaynaktan gelen emirleri mantık ve akla vurmadan, dinlemeden kabul ve tatbik etmek iyidir.
Tahlilden sonra huzurun kaçar anlayamadığın olur...
"ALLAH rızasına vasıtasız varmak arzu, şiddet ve sevgisinden su vermede ecir vardır." Müjdesinin verdiği edebden dolayı yurdumuzda sebiller, çeşmeler ortaya çıkmıştır.
Bu güzel gelenek İslâm Türk diyârından fışkırmıştır.
Bu gün bu güzel haslet ve âdet bâzı aylarda kırık bir testi ve maşrabaya kadar düşmüş ve daralmıştır.
Testi, Türk hasletinin ince mânevi bir sırr taşıyan bir icâdıdır. Ve topraktan yapılır... Evlerimizde su testileri, su küpleri vardı. Şimdi yok...
Bazı şehirlerimizde hâlâ testi ve küp yapılmaktadır.
Bir gün böyle bir testi ve küp yapılan "Güde" isminde "Pazarcık nahiyesinin Bozüyük-Bursa yolu üzerindedir" bu köyü ziyaret etmiştim.
Vazife icabı.
Testiler ve küpler bana şöyle söylüyorlardı:
"Yanımda olduğunuz zamanlar bile şimdiki insanlar tam anlamıyla benimle değillerdir. Benden uzaktadırlar..."
Testi ve küp imalathânesi muhtar Halil Ağanındı.
Bana Halil ağa gözleri yaşlı yaşlı şunları söyledi:
"Efendim kırk senedir dededen kalma bu sanata devam ediyorum. İnsanlar geldi geçti buradan...
Eski manzarasını kaybetmişler.
Onlardan bu gün evvelini gören ancak bir iki insan görebildim" dedi.
Bana bir testi hediye etmişti...
Bu gün testiyi bazı köylerde, yaşlılar abdest almak için kullanır. Küpler su için, bazen turşu için bir de tarlalarda çalışanların içeceği su için kullanılır.
"Su testisi su yolunda kırılır."
Dede sözünde gizli olanlar çoktur.
Düşünürsen...
Evinizde küçük de olsa bir testi bulundurun.
Ne demek istediğimi anlar bana dua edersiniz...
Hâdise : Olay.
Saka : Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse.
Şadırvan : Etrafında bulunan bir çok musluklardan ve bir fıskiyeden su akan havuz tarzında kubbeli çeşme. Şadırvanlar daha ziyade cami avlularında halkın abdest almaları için yapılırdı.
Bab-ı Meşihat : Eskiden İstanbul'da din işlerini tedvir eden Osmanlı Devletinin Diyanet İşleri Dairesi kapısı.
Sâlname : f. Yıllık, senelik.
Elim : (Elime) Acı veren, acıtan, ağrıtan. Çok şiddetli ağrı veren.
Tağsiş : (Gışş. dan) Karıştırmak saflığını gidermek. Değerli bir şeyi değeri olmayan şeylerle karıştırmak. * Aklı gidermek. * Hayran etmek.
Haslet : Huy. Ahlâk. Yaradılıştan olan tabiat.