SU ve Nûr-u M.

Görünen şeyler, ALLAH' ın mertebe mertebe tenezzülüdür. Görünüşler akla nazarandır.

Her an değişmektedir.

"kulle yevmin huve fiy şe'nin."

ALLAH, her şeyin evveli, sonu, dışı ve içidir.

"Huvel'evvelu vel'âhiru vezzâhiru velbâtinu"

ALLAH vardı ve onunla beraber başka bir şey yoktu.

"Kânellahü ve lema yekünü meâhü şey'in"

Ruh' un hastalık ve sağlığı yoktur.

Hastalık ve sağlık kelimeleri cesede ait, aklın hududları içindedir. Hasta vücud yoktur.

Hastalanmış vücud vardır.

Kirli hava yoktur.

Kirletilmiş hava vardır.

Kirlemesi bir iş görüyor demektir.

Kirli su yoktur. Kirletilmiş su vardır.

Her varlık, canlı, cansız, nebat, hayvan, haşere ve insan...

Yaşlanır...

Mevsimler değişir.

Tekrardan tazelenir.

Bu hâl, HAKK Tealâ' nın "EL BÂKİ" olduğuna, diğerlerinin fâni olduğuna işarettir. Bunları, Cenab-ı ALLAH şirk olmasın diye "BÂKİ" ismiyle; doğuşu, yaşayışı ve ölümü bir hikmet üzere tertip ve irade buyurmuştur.

Nasıl ki:

Resûl Tek'tir.

O da Resûl-ü Ekrem'dir.

Evvel O dur.

Sonu yoktur.

Ruhlarla teması onunla irade etmiştir.

Resûllük Ruhu muâllâlarına mahsustur.

"Nûr-u M." in tecelli yeridir.

Evvel ve Âhir' dir.

Resûlullah...

Nebî' lik Cesedi mübareklerine Can ile birlikte Şahs-ı muâllâlârına kul olarak mahsustur. "Mühr-ü nübüvvet" Hatem'ün Nebi'dir.

Âhir'dir.

Ruhu mübarekleri Cesed-i Mutahhar'larından ayrıldığı zaman Nebi'lik bitmiştir.

Mühr-ü Nübüvvet derhal kaybolmuştur.

Nebi'lik Ehl-i Beyt ile devam eder...

Diğer Peygamberler Nebi' dirler.

Resûl değildirler.

Bundan dolayı Şeriâtleri Resûl-ü Ekrem' den sonra mülga olmuştur.

Hepsine Selât-ü Selâm olsun!..

Onun için, bu zamanda birçok putlardan kurtulmak için secde et!..

İçini Nûr-ü Resûl ile yıka.

ALLAH ile doldur.

Ondan sonra yanaş!..

"Ve ilâ- rabbike ferğab!"

Bu kitabı hor görme!..

Su...

Biliyoruz deme!..

Hocanın yolu bir gün deniz kenarına düşmüş...

Beyaz köpükler içinde kabaran su, hoşuna gitmiş.

İki avucunu doldurup ağzına götürmüş.

Tuzlu, içilmez olduğunu görünce, oradan uzaklaşmış....

Biraz ilerde mütevazi bir çeşmeye rastlamış...

Hemen çanağı doldurup kana kana içtikten sonra, denize dönerek:

"Boşuna kabarma!" demiş...

"Su dediğin işte böyle olur!.."

Bu "SU" da bir damla sudur amma...

Amması var.

Hele sabret, dikkatle oku!

Susuz insan ölür.

Susuz hayvan yaşayamaz.

Susuz nebat kurur.

Ölür, yaşayamaz.

Kurur, çatlar.

Bunlar yok olmak değildir.

Dikkat et!..

Gaflet uçurumu buradan başlar...

Su EL HAYY Esmâsmm muhafazası olduğu için susuz "HAYY" çekilir ve cansızlık başlar. Her şey aslına döner toprağa...

Toprak da ortadan kalktı mı su görünmez olur.

Evrende hayat biter...

Fakat su, daima baki'dir.

Çekilir asıl yurduna...

"Cennet'in altından ırmaklar akar..."

Hazret'i Hızır'ı yaşatan su nedir?

Kevser Havzu'dur.

Ab-ı hayat.

Ondan içmiş...

Mertebe : Derece. Basamak. Rütbe. Pâye.

Tenezzül : inme, daha basit hâle gelme.

"Yes'eluhu men fiyssemavati vel'ardi kulle yevmin huve fiy şe'nin. : Göklerde ve yerde bulunanlar, O'ndan isterler. O, her an yeni bir istedirfvaratma hâlindedir.)" (Rahmân 55/29)

"Huvel'evvelu vel'ahiru vezzahiru velbatinu ve huve bikulli şey'in 'aliymun. : O ilktir, sondur, zâhirdir, bâtındır. O, her şeyi bilendir." (Hadîd 57/3)

Kânellahü ve lema yekünü meâhü şey'in: ALLAH var idi ve O'nunla beraber bir şey yoktu... EL BÂKİ: Ebedî, dâimi Sonu gelmez. Ölmez. * Sonsuz. * Cenab-ı HAKK.

Fâni : Muvakkat, kaybolan, gelip geçici, devamlı olmayan, misâfir.

Muâllâ : Yüksek, yüce, âli. Makamı ve rütbesi yüksek.

Mahsus : Ayrılmış, tâyin edilmiş. * Herkese âit olmayıp bazılara âit olmuş olan. Yalnız birine âid olan. Hususileşmiş. Müstakil.

Mühr-ü nübüvvet : Peygamberlik mühürü. Peygamberimiz Hz. Muhammedin (A.S.M.) iki omuzu arasındaki (sırtındaki) peygamberlik işareti.

Mutahhar : Temiz. Pâk. Kudsi, paklanmış, Tâhir kılınmış. Mübârek. * Peygamberimizin (A.S.M.) bir ismi.

Nebi' : Haber getiren. Peygamber. Yeni bir kitap ve şeriatla gelmeyip kendinden evvelki Resülün getirdiği kitap ve şeriatı devam ettiren Peygamber. (Bak: Resül)

Resül : Peygamber. Yeni bir kitap ve yeni bir şeriat ile bir ümmete veya bütün beşeriyete Allah tarafından Peygamber olarak gönderilmiş olan zât. Mürsel de denir. Yeni bir kitap ve şeriatla gelmeyip kendinden evvelki Resülün getirdiği kitap ve şeriatı devam ettirirse, ona Nebi denir. * Haberci. * Huk: Tasarrufta hakkı olmaksızın, birisinin sözünü olduğu gibi bir başkasına bildiren kimse. * Elçi.

Mülga : Ilga edilmiş. Kaldırılmış. Metruk ve lağvedilmiş şey. Terkedilmiş.

"Ve ila rabbike ferğab : ve yalnız Rabbine yönel." (inşirah 94/8)

Kevser : Kıyamete kadar gelecek Âl, Ashâb, Etbâ' ve onların iyilikleri, hayırları. * Bereket. * Kesretten mübâlağa. Çokluğun gayesine varan şey. Gayet çok şey. * Pek çok hayır. Hikmet, ilim. Kur'an, Islâm, tevhid. ilm-i Ledün. Ma'rifetullah. * Cennet ırmaklarının kaynakları. * Cennet'te bir havuz veya nehir.

Ab-ı Hayat : Kan. Ebedî hayata sebep olan hayat suyu (diye tâbir edilen) bu kelime, edebiyatta : "çok güzel ifâde, lâtif söz, parlaklık, letâfet" mânalarında geçer. * Tas : Aşk-ı hakiki, aşk-ı ilâhi, ilm-i ledün, mârifetullah'tan kinayedir. Âb-ı Hızır, âb-ı hayvan, âb-ı beka gibi isimlerle de söylenir.